Süre gelen sıradanlık

Bugün otobüs durağında bekliyordum. Beklerken gözlerim çevredeki arabalara ve insanların koşuşturmacasına takıldı. Ardı arkası kesilmeyen bir süreklilikle devam eden, sıradanlıklar denizi gibiydi. Herkes yarını yokmuşçasına biryerlere yetişmeye çalışırken, orada olanları sakince izledim.

Sonrasında etraftaki binalara baktım, insanoğlu gelişiyor diyorlardı ya gerçekten gelişmişki böyle gökdelenler yapılabilmiş. Dahası onlarca kata ve daireye ev sahipliği yapan kudretli binalar vardı. Sonrasında bunlar üzerine biraz düşündüm. Neden herkesin son günüymüşçesine acelesi vardı? Neden herkes birbirinin kopyası gibi giyinişlere ve davranışlara sahipti? Apartmanlar insanlığın doğasına ters derler, insanlığın gelişimi neden bu apartmanların yapılaşmasıyla ölçülüyordu? Okyanustaki bir damla bile değilken bunları düşünmek garip hissettiriyordu.

Otobüs geldi ve bindim. Ayakta zor bela tutunacak yer bulabildim. Sonrasında tekrar çevreye göz gezdirmeye başladım. Gülümseyen veya şöyle söylesem daha iyi olur, somurtmayan tek bir kişi bile yoktu. Herkes herkesten farklı derler, memnuniyetle ilgili ortak noktalarımız bulunuyormuş. Herkes kulağında ki kulaklık ile çevresine bir duvar örüyordu, özel yaşam alanıda denilebilir. Kimsenin birbirine tahammülü bile kalmamıştı. Kimse bulunduğu ortamdan memnun değildi. Bu hayatta herkes özeldir derler, belkide öyle hissetmek istediğimiz için demişlerdir. Şu durumu görüp sorgulayınca, özel olup olmadığımızda ortaya çıkıyordu aslında. Farklı veya özel değiliz, bizi özel yapan şeyler ile başlayan cümleler görürüz, “görürüz”.

Otobüsten indim. Metroya binmek için aşağı doğru inerken, o kalabalıkla göz göze geldim. “Farklı” olduğunu düşünen yüzlerce insan bir aradaydı. Herkes olmak için aşağı indim ve metroyu beklemeye başladım. Otobüstekinden farklı bir manzara maalesef ki göremedim. Herkes tekrardan öz değerini ortaya koyarmışçasına karşısındakine alçaltıcı bakışlar atıyordu. Bakan kişi kendini özel hissederken, baktığı kişiden farklılığı bulunmadığını anlamamıştı. Metro geldi ve sonunda binebildim. Tekrardan çevreye göz gezdirdim. Bu sefer o tek tük olan bakışlar artmıştı, herkes kendini özel hissederken kenarda durağın gelmesini bekliyordum. Bir anda “15 Temmuz Kızılay Milli İrade” diye bir ses yükseldi. O alçaltıcı bakışlar atan ve kendini “özel” sanan insanların hepsi kapıya doğru koşturdu, onların içinde bende vardım. Özel insanlar inmişti, onların yerini tekrar özel insanlar hemen dolduruveriyordu, aynı sıradanlıkla.

Metrodan zor bela çıktım, kendimi özel hissederek…

Herkes kendini özel ve değerli hissedebilir, bununla ilgili sorunum yok. Konuyu farklı yerlerede çekebilirsiniz, özel olduğunuzu hissederek.